Bir şeyin — bir nesne, bir eylem, bir olay, bir fikir, para, insan emeği, bir ahlaki kod, mağazada gülmek ya da vesayre — kendi başına bir anlamı ya da değeri yoktur. Eğer değeri varsa, bu değer veren şey tarafından bir hediye olarak verilmiştir.
Değer vermeyi sadece bilinçli yapmayız ama aynı zamanda bilinçdışı ya da “otomatik” süreçlerde de yaparız. Sadece “zihnin yargılaması” ya da “gözlerin yargılaması” yoktur, hatta “kasların yargılaması” bile vardır. Bir saldırıya karşı tepinmek, bir ateşe karşı elimizi çekmek, sevdiğimiz birisine istemsizce yaklaşmak, bunların hepsi değer verme eylemleridir. Değer verme dil, zihin, ya da “yüksek” psikolojik yapılar gerektirmediği için değer verme her organik varlıkta vardır. “Yüksek” ya da “aşağı”, daha önemlisini seçmek, daha yararlısını seçmek, daha dikkatli olanı seçmek en aşağı organizmalarda bile bulunmaktadır. Yaşamak: her zaman değer vermek anlamına gelmektedir.
Doğada değer verici olmadan değer olamaz; doğa tamamen değer vericiler ile doludur.